58 yaşındaki Ahsen Yılmaz, 2020 yılında meydana gelen büyük depremin ardından hayatı köklü bir şekilde değişti. Geçmişte torunlarına bakıp, evinde onlarla ilgilenen bir anneanne olan Yılmaz, yaşadığı felaketle birlikte tüm hayatını yeniden inşa etmek zorunda kaldı. Deprem, sadece fiziksel yapıları değil, yaşamlarına dair pek çok unsuru da yerle bir etti. Yaşadığı zorluklar karşısında pes etmeyen Yılmaz, yeteneklerini kullanarak hayatta kalma mücadelesi veriyor. El emeğiyle yaptığı çantaları satarak geçimini sağlamaya çalışıyor. Bu haberimizde, Yılmaz’ın azmi ve yaratıcılığı ile yeniden nasıl hayata tutunduğunu inceleyeceğiz.
Ahsen Yılmaz, depremin ardından kendini bir anda kargaşanın ortasında buldu. Evini kaybetmiş, tüm eşyaları bir anda yok olmuştu. Ancak bu zorlu süreçte, ona en büyük cesareti veren şey, sahip olduğu el yapımı becerileriydi. Yılmaz, genç yaşlardan itibaren dikiş nakış yapmayı öğrenmiş ve bu yeteneğini zamanla geliştirmişti. Artık bu yetenek, onun hayatta kalma aracına dönüşmüştü.
Yılmaz, dönemin moda trendlerini takip ederek, farklı tarzlarda çantalar yapmaya başladı. İlk başta sadece kendisi ve aile bireyleri için yaptığı bu çantalar, zamanla bölgedeki pazarlarda yer bulmaya başladı. Çantalarının tasarımlarında el yapımı detaylara, farklı kumaş renklerine ve desenlerine yer veren Yılmaz, bu süreçte hem kendine bir hobi edinmiş hem de ekonomik olarak kazanç sağlamaya başlamıştı. Yapmış olduğu çantalar sosyal medya üzerinde de dikkat çekmeye başladı; birçok insan, hem Yılmaz’ın hikayesini duydu hem de çantalarını satın alarak ona destek olmak istedi.
Ahsen Yılmaz, hayatının zor dönemlerinden geçtiğini kabul ediyor. Ancak pes etmediği için kendisine minnettar. Zorlu süreç, Yılmaz’ın sadece maddi durumunu değil, ruh halini de etkilemişti. Yılmaz, ruhsal olarak kendisini toparlamak için çantalarına odaklandığını söylüyor. Her gün yeni bir tasarım denemek, ona umut ve motivasyon veriyor. Yalnızca geçimini sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda sanatını ifade etme yolu buluyor.
Yılmaz, el emeği ile yaptığı çantaları, başta sosyal medya olmak üzere çeşitli platformlarda sergilemekte kararlıydı. Bir Instagram hesabı açarak, yarattığı ürünleri paylaşmayı başladı. Bunun yanında, yerel bir pazarda stant açıp, çantalarını ilk kez satışa sundu. Beklediğinden daha fazla ilgi gören eserleri, onu bu işte daha da cesaretlendirdi. Ahsen Hanım, bu süreçte "Her çanta yaptığımda, güçlü olduğumu hatırlıyorum" diyerek, azminin hikayesini paylaşıyor.
Birçok depremzedenin ruh halinden ve zorluklarından bahsetmesi, Yılmaz’ı daha fazla destek almak için harekete geçirdi. Yerel yönetimlerle iletişime geçerek, kendi hikayesini daha geniş kitlelere ulaştırmak için çeşitli çalışmalara katıldı. Ayrıca, diğer depremzedelere ilham vermek amacıyla katıldığı atölyelerde, dikiş-nakış becerilerini paylaşarak, başkalarına da umut ışığı olmaya çalışıyor. "Herkesin yeniden hayata tutunması mümkün" diyen Yılmaz, bu konuda aktif bir rol almakta kararlı.
Ahsen Yılmaz’ın çantaları zamanla sadece birer eşya değil, manevi birer güç simgesi haline geldi. Her bir çanta, hem zorlu mücadelelerin hem de yeniliklerin birer yansıması olarak satışa sunuluyor. Yılmaz, sadece el becerileri ile değil, insanlarla kurduğu bağlarla da güçlü kalıyor. Çantalarına olan ilgi, sadece bir gelir kaynağı değil, aynı zamanda umutsuzluğa düşen insanlar için bir nefes alma aracı da olmaya başladı.
Bugün, Ahsen Yılmaz, hem kendi hayatında hem de çevresindekilerde olumlu bir etki yaratmanın peşinde. El emeği çantaları, yalnızca onun değil, birçok insanın hayata tutunma mücadelesinin sembolü haline gelmiş durumda. Bu ilham verici hikaye, gösteriyor ki yaşam ne kadar zorlu olursa olsun, azim ve yaratıcılık ile üstesinden gelebilmek her zaman mümkündür. Ahsen Yılmaz’ın yolculuğu, sadece kendi hayatını değil, birçok kişi için umut ışığı olmayı sürdürüyor.