Son günlerde Türkiye'de ses getiren büyük bir dolandırıcılık skandalı, FETÖ'nün adı altında gerçekleştirilen yalanlar ve sahte belgelerle yürütülen bir vurgun davasıyla gün yüzüne çıktı. Soruşturmaya dair elde edilen bilgiler, yurt genelinde binlerce insanı mağdur eden bir şebekenin varlığını ortaya koyuyor.
FETÖ’nün yapısının özellikle 15 Temmuz sonrasında birçok dolandırıcılık faaliyetinin araçları haline geldiği biliniyor. Dolandırıcılar, FETÖ bağlantısı olduğuna inandırdıkları kişilerle iletişime geçerek, onlara sahte belgelerle çeşitli vaatlerde bulundu. Bu belgelerle birlikte büyük miktarda paralar talep eden çeteler, güvenlik güçleri ve kamuya ait çeşitli projeleri bahane ederek insanları dolandırdı. Sözde FETÖ ile mücadele kapsamında devletin yanında yer alan vatandaşları hedef alarak, milyonlarca lira toplayan dolandırıcılar, amatörce hazırladıkları senaryolarla insanları kandırmayı başardı. Bu durum, Türkiye'deki birçok aile açısından ciddi ekonomik kayıplara yol açtı.
Türkiye'nin farklı illerinden gelen başvurular sonucu açılan soruşturma, FETÖ yalanı üzerine inşa edilen dolandırıcılığın büyüklüğünü gözler önüne serdi. Mağdurlar, dolandırıcıların gösterdiği sahte belgeler üzerinden ikna oldu ve yatırımları için kendilerinden büyük miktarlarda para toplandı. Sözde yüksek kazançlı projelere katılma vaadiyle paralar, dolandırıcıların hesaplarına aktarıldı. Ancak hesapların sahte olduğu ve projelerin gerçekte var olmadığı kısa sürede anlaşıldı. Bu süreçte, dolandırıcılar kayıplarını gizlemek için mağdurlara sürekli olarak yeni ödemeler yapma vaadi verdiler. “Geciken kazançlar, yeni yatırımlarla birlikte çok daha fazlasını getirecek” gibi yanıtlarla insanları oyalamayı başardılar.
Yaşanan bu olayların ardından mağdurlar, güvenlik güçlerine başvuruda bulundu ve tüm Türkiye'de şok etkisi yaratan suç örgütünün ortaya çıkarılması için harekete geçildi. Gözaltına alınan şüpheliler arasında, sahte belgelerle dolandırıcılığı organize eden anahtar isimlerin olduğu belirlendi. Şebekenin bağlantıları üzerine yürütülen soruşturmada, dolandırıcılık faaliyetlerinin nasıl yürütüldüğüne dair detaylar da açığa çıkmaya başladı. Mağdurların sayısının 500’ü geçtiği ve yurt genelinde birçok ilde benzer şikayetlerin bulunduğu tespit edildi.
Olayın failleri, sağlık sektöründen sosyal yardımlara kadar birçok alanda yasa dışı şekilde elde ettikleri gelirlerle lüks bir yaşam sürerken, mağdurlarsa büyük maddi kayıplar yaşayarak geri dönüşü olmayan borçlarla baş başa kaldılar. Dolandırıcılık yöntemi ile FETÖ'nün ismini kullanarak vatandaşların güvenini istismar eden bu çete, şimdi adalet önünde hesap vermek için gün sayıyor.
Toplumda büyük bir üzüntüye yol açan bu olay, dolandırıcılık suçlarına karşı kamuoyunun daha dikkatli olmasını ve FETÖ gibi örgütlerin isminin kullanıldığı durumlarda daha temkinli hareket edilmesi gerektiğini bir kez daha ortaya koydu. Bu durum ayrıca, dolandırıcıların ne denli acımasız olabileceğinin açık bir örneği oldu. Dolandırıcılık ve benzeri suçlar karşısında toplumsal farkındalığın artırılması, vatandaşların caydırıcı bir tedbir olarak daha dikkatli olmasına zemin hazırlayabilir.
Kamuoyuna yansıyan bu tür olayların önüne geçebilmek adına finansal işlemlerinizde dikkatli olmalı, tanımadığınız kişi veya kurumlarla çalışmaktan kaçınmalısınız. Unutmayın ki, parasal konularda dikkatli olmak, zaman zaman hayatınızı kurtarabilir. Yaşanan dolandırıcılık olayları, halk arasında “FETÖ” ve “vesayetçilik” gibi tanımlarla anılan durumların, dolandırıcılık için nasıl bir bahane olarak kullanıldığını gösteriyor.
Son olarak, bu tür olaylarla karşılaşanların, derhal resmi mercilere başvuruda bulunarak hukuki yollara başvurmaları gerektiğini hatırlatmakta fayda var. Yaşadığınız mağduriyetin ardından mücadele etmekten yılmadan, haklarınızı aramak için adımlar atmalısınız. Dolandırıcılık vakalarının önlenebilmesi için farkındalığın artırılması ve toplum olarak dayanışmanın sağlanması gerektiği bir kez daha gün yüzüne çıkmaktadır.