FETÖ'cü terör örgütüne mensup bir suikast timinin, 2016 tarihinde bir otelde düzenlediği saldırı, Türk milletinin hafızasında silinmeyecek izler bıraktı. O gece yaşanan olaylar, sadece hedef alınan kişilere değil, otelin çalışanlarına ve orada bulunan diğer misafirlere de büyük bir travma yaşattı. Bu tür terör eylemleri, toplumda korku ve güvensizlik yaratmanın yanı sıra, Türkiye'nin güvenlik güçlerine yönelik halkın inancını zedelemeye yönelik tehditler de barındırıyor. FETÖ'nün suikastçıları, o gece gerçekleştirdikleri kanlı saldırı ile Türk halkına karşı ne denli alçakça bir plan kurduklarını bir kez daha gözler önüne serdi.
2016 yılında, ülke genelinde yaşanan darbe girişiminin bir parçası olarak organize edilen bu suikast girişimi, İstanbul’un kalbinde yer alan prestijli bir oteli hedef aldı. Gece saatlerinde hareket eden FETÖ'cü tim, güvenlik önlemlerine aldırış etmeden otelin çeşitli katlarına sızmayı başardı. Silahlarını kuşanan tim, otelin güvenliğini aşarak, burada konaklayan silahlı kuvvetler mensubu kişilere ve belirli siyasi figürlere yönelik bir suikast planladılar.
Olayların gelişimi birkaç dakikada gerçekleşti. Silah sesleri, otelin koridorlarına yayılırken paniğe kapılan misafirler büyük bir kaos içinde kendilerini dışarıya atmaya çalıştı. O gece, otelde bulunan herkesin hayatı bir anda tehlikeye girdi. Zaman içinde yaşanan bu olaylar, sadece saldırı yapılan mekânın iç yapısını değil; aynı zamanda tüm Türkiye’nin ruh halini de derinden etkilemiştir.
FETÖ'nün suikast timinin gerçekleştirdiği bu kanlı saldırı, hem otel yönetimini hem de soruşturma sürecini derinden etkiledi. Saldırının ardından otel uzun bir süre kapılarını kapattı. Güvenlik önlemleri gözden geçirildi ve olağanüstü güvenlik tedbirleri alındı. Otel yönetimi, yaşanan travmanın etkilerini hafifletmek amacıyla çalışanlarına psikolojik destek sağlamaya başladı. Ancak o geceden sonra otelde kalanların başlarına gelenler, yıllar geçse de unutulmadı.
Yaralılar, hastanede tedavi altına alınırken, bazıları ciddi yaralarla boğuşmak zorunda kaldı. Alınan güvenlik önlemlerine rağmen çok sayıda misafirin yaşadığı travma, günlerce sürdü. Yapılan sosyal yardım kampanyalarına rağmen, pek çok kişi yaşadıkları korkuyu ve anıları içerisine hapsoldu. Bu tür olaylar sonrasında psikolojik destek almak, sanılanın aksine pek çok insanların kabul edip başvuracağı bir durum olmuyor. İşte bu nedenle saldırıya maruz kalan otel çalışanları ve misafirleri tüm yaşamları boyunca hayalet gibi onları takip eden anıları ve kabusları ile yüzleşmek zorunda kaldılar.
FETÖ'cü suikast timinin o gece gerçekleştirdiği saldırıyla birlikte, otelin sadece fiziksel değil, aynı zamanda manevi yapısında da yok edilemez yaralar açıldı. Yıllar sonra dahi bu olayların etkileri hissediliyor. Ekonomik anlamda da otel işletmecileri güç durumda kaldı. Saldırı sonrası yaşanan güvenlik kaygıları ve toplumsal travma, otelin doluluk oranlarını olumsuz şekilde etkiledi. Sonuç olarak, bu olay sadece bir terör eylemi değil; aynı zamanda bir toplumun ruhunda açılan derin yaralardı.
Bireylerden toplumsal düzeye kadar geniş bir etkinin yaşandığı bu olay, Türkiye'de FETÖ'nün terörist eylemlerinin ne denli tahrip edici olduğunun açık bir kanıtı olarak tarihe geçmiştir. O telefi edilemez anları yaşananlar ve o gün yaşamış olanların hikayeleri ile bir daha yaşanmaması dileğiyle hatırlanıyor. Saldırı sonrası alınan önlemler ve o dönemden beri sürdürülmekte olan güvenlik çalışmaları, ilerleyen dönemlerde benzer olayların önüne geçilmesini sağlamak amacıyla büyük önem arz ediyor.