İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Gazze'deki insani durum hakkında tartışmalı bir açıklamada bulundu. Netanyahu, "Gazze'de kimse açlıktan ölmüyor" dedi. Bu sözler, dünya genelinde büyük bir tepki topladı ve Gazze’deki gerçek durumu sorgulayan birçok yorum ve rapor ile karşılaştı. Ancak, Netanyahu'nun bu ifadesi, Gazze'deki gıda durumu, sağlık koşulları ve insani yardımlar açısından ciddi bir analiz gerektiriyor. Yakın dönemde uluslararası ajanslar tarafından ortaya konan veriler ve tanık ifadeleri, Netanyahu'nun beyanlarını sorgulamakta. İşte Gazze’deki açlık durumu ve Netanyahu’nun açıklamasının ardındaki gerçekler.
Birleşmiş Milletler ve diğer insani yardım kuruluşları, Gazze'deki gıda güvenliği ve sağlık koşulları hakkında endişe verici raporlar yayımlıyor. 2023 itibarıyla, Gazze’deki nüfusun üçte ikisinden fazlasının yiyecek bulmakta ciddi sıkıntılar yaşadığı belirtiliyor. Bunun yanında; asgari gıda ihtiyacını karşılayamayan ailelerin sayısı her geçen gün artmakta. Gazze Şeridi'nde yaşayan her üç kişiden biri, gıda kıtlığı nedeniyle yetersiz beslenme sorunu yaşıyor. Netenyahu’nun açıklamaları, bu gerçeklerle çelişiyor. Özellikle, çocuklar ve yaşlılar arasında yetersiz beslenme oranları alarm verici düzeyde bulunmakta. UNICEF verilerine göre, Gazze’deki çocukların %50’si yetersiz beslenme ile mücadele ediyor. Bu durum, Netanyahu’nun "açlıktan ölme" ifadesinin gerçeklerle ne derece uyuşmadığını ortaya koyuyor.
Gazze'de yaşayan yerel halk, insani durumun zorlayıcı koşullarından bahsediyor. Aileler, yaşamsal gereksinimlerini karşılamakta zorlandıklarını ifade ederken, ihtiyaç duydukları temel gıdalara ulaşmanın imkansız hale geldiğini belirtiyor. Birçok aile, gıda yardım kuruluşlarından gelen desteğe bağımlı hale gelmiş durumda. Gazze halkının durumu hakkında bilgi veren tanıkların ifadeleri, uluslararası kamuoyunu dalgalandıran bir başka etken. Bir Gazzeli kadın, "Günümüzde bize en basit yiyecekleri bulmak bile büyük bir mücadele haline geldi. Çocuklarım aç kalıyor, ama bana kimse açlıktan ölen olmadığını söyleyemez," diyerek yaşadığı çaresizliği dile getiriyor. Bu tür tanıklıklar, Netanyahu’nun sözlerinin arkasındaki gerçekleri gözler önüne seriyor.
Birçok insan hakları kuruluşu, Netanyahu’nun bu gibi açıklamalarının, Gazze’deki insani durumu yok saymak anlamına geldiğini ifade ediyor. Hükümet yetkililerinin halkı yanıltan açıklamalar yapmasının, bölgedeki insani krizin daha da derinleşmesine yol açabileceği kaygısı taşınıyor. Nitekim, insani yardım uzmanları, gıda güvenliği krizi ile mücadelede daha fazla desteğin gerektiğini vurgularken, uluslararası toplumdan daha fazla dikkat ve yardım talep ediyorlar. Bu bağlamda, Netanyahu’nun sözlerinin bir kılavuz niteliği taşımaktan çok, gerçeklerin göz ardı edildiği bir tartışmaya neden olduğu açıktır.
Sonuç olarak, Netanyahu’nun "Gazze'de kimse açlıktan ölmüyor" açıklaması, hem uluslararası kamuoyunda hem de yerel halk arasında büyük bir tepkiye neden oldu. Rakamlar ve tanıklar, bu iddianın somut gerçeklerle çeliştiğini gösterirken, insani kriz derinleşmeye devam ediyor. Gazze’deki halk, uluslararası toplumun yardımına ve dikkatine muhtaç durumda ve bu çağrının yankı bulması, bölgedeki insani durumu iyileştirme yolunda kritik bir adım olabilir.