Ramazan ayının her bir günü, toplumsal hayatımızda özel bir yere sahip olan geleneklerin canlandırıldığı bir dönemdir. Bu özel ayın simgelerinden biri de, sahur vaktinin müjdecisi olan davulcular. Ancak bu yıl Ramazan davulcuları arasında yaşanan bir kavga, bu geleneksel rolü gölgede bıraktı. Olay, geçtiğimiz akşam saatlerinde bir grup davulcunun bir araya geldiği bir mahallede meydana geldi. Aniden gelişen olayda, aralarında çıkan tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü ve kargaşa sonucu 15 kişi yaralandı.
İddialara göre, mahalledeki birkaç davulcu, meslekleri gereği sahur vaktinde sokaklarda yürüyüş yaparak, halkı uyandırıp Ramazan’ı kutlama amacı taşımaktaydılar. Ancak, bazı davulcular arasında davul çalma tarzları ve kullandıkları teknikler üzerine yaşanan tartışmalar, gergin bir ortamı beraberinde getirdi. Konuşmaların sertleşmesi üzerine, olay büyüyerek kavgaya dönüştü. Kavgaya karışanların sayısının artmasıyla birlikte, hem davulcular hem de olayın şahitleri arasında oldukça kanlı bir kargaşa çıktı. Olayın daha da büyümesini engellemek için çevrede bulunan vatandaşlar durumu hemen polise bildirdi.
Polis ekipleri olay yerine intikal ettikten sonra, kavgayı sonlandırmak için müdahalede bulundu. Gergin ortam kısa sürede kontrol altına alındı fakat, ne yazık ki 15 kişi yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Yaralıların durumunun ciddiyeti hakkında henüz net bir bilgi verilmezken, olayla ilgili olarak başlatılan soruşturmada, kavgaya karışan davulcuların kimlikleri belirlenmeye çalışılmakta. Yetkililer, yaşananların Ramazan ruhuna uygun olmadığını ve bu tür olayların bir daha yaşanmaması için önleyici tedbirler alacaklarını söylediler.
Ramazan ayı, bir arada yaşamanın, yardımlaşmanın ve hoşgörünün ön planda olduğu bir dönem olmalıdır. Ancak, yaşanan bu tür olaylar, toplum içinde gereksiz tartışmalara ve gerginliklere yol açmaktadır. Olayın ardından, pek çok vatandaş sosyal medyada durumu eleştiren paylaşımlar yaparak, bu tür kavgaların geleneksel değerlerimizi zedelediğine vurgu yaptı. Yetkililerin de bu durumu dikkate alarak, Ramazan davulculuğu gibi kültürel mirasımızı koruma noktasında daha etkin politikalar geliştirmeleri bekleniyor.Toplumun her kesiminden insanların bir araya geldiği bu özel aylarda, geleneklerimizi yaşatmak ve hoşgörüyü ön planda tutmak hepimizin sorumluluğudur. Kavgaların bir an önce sona ermesi ve bu tür geleneklerin keyifli bir şekilde yaşatılması, toplumun huzuru açısından büyük önem taşımaktadır. Umarız, bu tür nahoş olaylar bir daha yaşanmaz ve Ramazan, barış ve kardeşlik duygularının yoğunlukta olduğu bir dönem olarak hafızalarda yer bulur.