İstanbul'un kalabalık caddelerinden birinde meydana gelen olay, görenleri dehşete düşüren bir suç hikayesini gözler önüne serdi. Boşanma aşamasında olan bir çiftin birbirlerine karşı olan gerginliği, sokak ortasında yaşanan bir bıçaklama olayıyla can aldı. Olayın detayları, hem yerel hem de ulusal medyada geniş yankı buldu. Herkesin merakla takip ettiği bu trajik olay, aile içi şiddetin boyutlarını bir kez daha gündeme taşıdı.
Olay, İstanbul'un yoğun bir caddesinde, öğle saatlerinde gerçekleşti. Gözlemcilerin ifadesine göre, boşanma aşamasındaki çift S.A. ve G.D. arasında tartışma çıktı. İlk başta sözlü tartışma olarak başlayan gerginlik, bir anda fiziksel şiddete dönüştü. İddialara göre, S.A., eşine ait bir bıçakla önce tehditle yaklaştı, ardından da hızla bıçaklama eylemine geçti. G.D., toplamda 12 yerinden bıçaklandı ve vücudundan kanlar içinde yere yığıldı. Olayı gören çevredekiler hemen polise ve acil servise haber verdi.
Olay yerine kısa sürede gelen sağlık ekipleri, yaralı kadını ilk müdahalenin ardından hastaneye kaldırdı. Hastanede yapılan müdahale sonrası G.D.’nin yaşam mücadelesi devam ederken, S.A. ise olay yerinden hızla uzaklaştı. Güvenlik kameraları sayesinde, saldırı anı ve kaçış görüntüleri detaylı bir inceleme için polis tarafından incelendi. Emniyet müdürlüğü, olayla ilgili soruşturma başlattı ve S.A.'yı birkaç saat içinde yakalamak için geniş çaplı bir operasyon düzenledi.
Bu olay, toplumda büyük infial yaratırken, aile içi şiddetin boyutlarını da gözler önüne serdi. Uzmanlar, boşanma süreçlerinin insanlar üzerinde yaratabileceği psikolojik etkilerin çok ciddi boyutlarda olabileceğine dikkat çekti. Özellikle boşanma sürecindeki çatışmaların, eğer önleyici tedbirler alınmazsa, trajik olaylara yol açabileceği vurgulandı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, bu tür olayların engellenmesi adına toplumda bilinçlendirme çalışmalarının artırılacağını duyurdu.
Sosyal medya kullanıcıları da olaya kayıtsız kalmadı ve #AileIçiŞiddeteSon etiketiyle kampanya başlattılar. Bu tür şiddet olayları karşısında sessiz kalınmaması gerektiğini savunan kullanıcılar, boşanma süreçlerinin daha yapıcı yollarla çözülmesi gerektiğini belirtti. Birçok kişi, aile içi şiddete karşı yönelik yasal düzenlemelerin güçlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Olayın ardından gerçekleştirilen protestolar ve sosyal medya kampanyaları, toplumsal duyarlılığı artırmaya yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Sivil toplum örgütleri, aile içi şiddet mağdurlarının korunması ve desteklenmesi için daha fazla kaynak ayrılması gerektiğini savunuyor. Bu trajik olayın izleri, toplumda uzun bir süre boyunca hissedilecek. G.D.'nin durumu ise gelişmelerle birlikte takip edilecek ve kamuoyuna aktarılan bilgiler doğrultusunda güncellenecek.
Olayın şokunu atlatmaya çalışan aileler, bu tür olayların bir daha yaşanmaması için gerekli adımların atılmasını talep ediyor. Olay sonrasında, aile danışmanlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve toplumda şiddeti önleyici programların artırılması çağrıları yapılmakta. Herkesin gözleri, şimdi hem G.D.'nin sağlık durumunun nasıl seyredeceğine hem de S.A.’nın yargı sürecinin nasıl gelişeceğine çevrildi.