2023 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) başvuruları, geçen yıllara oranla dikkat çekici bir düşüş gösterdi. Bu durum, hem öğrenciler hem de eğitim camiası için birçok soruyu beraberinde getirdi. Peki, YKS başvurularındaki bu düşüşün temel nedenleri neler? Eğitim sistemindeki değişiklikler, ekonomik etmenler ve gençlerin geleceğe dair telaşları bu tabloyu nasıl etkiledi? Merak edilen bu soruların yanıtlarını araştırmak amacıyla, YKS başvuruları üzerine yapılan analizleri ve öğrenci görüşlerini ele alacağız.
Son yıllarda yaşanan ekonomik dalgalanmalar, birçok aile için maddi zorlukları beraberinde getirmiş durumda. Eğitim masraflarının artması ve üniversiteye giriş sürecinin getirdiği ek yüklemeler, öğrencilerin YKS’ye başvurma kararlarını etkilemiş olabilir. Ayrıca, özel kurslar ve hazırlık programları gibi alternatif eğitim yöntemleri de genelde yüksek bütçelere ihtiyaç duymaktadır. Maddi acılar içerisinde olan aileler, çocuklarının üniversiteye hazırlanma süreçlerinde yaşadığı zorlukları daha iyi anlıyor ve bu nedenle YKS’ye başvurmayı ertelemek gibi bir yol tercih edebiliyorlar.
Türkiye’de eğitim sisteminin yapısal sorunları da öğrencilerin YKS sürecine olan ilgisini olumsuz etkileyebiliyor. Örneğin, bu yıl yapılan düzenlemeler ve sınav formatındaki değişiklikler, bazı öğrenciler için kararsızlık yaratmıştır. Öğrenciler, sınav sisteminin belirsizliğinden dolayı daha fazla stres yaşayabilir ve bu da başvurularını etkilemiş olabilir.
Bir diğer dikkat çekici sebep ise gençlerin gelecek kaygılarıdır. Sınav maratonu içerisinde bulunan öğrenciler, özellikle son yıllardaki belirsiz ekonomik durumları ve iş bulma olanaklarındaki azalmayı göz önünde bulundurarak, motivasyon kaybı yaşayabiliyorlar. Sonuç olarak, birçok öğrenci YKS’ye başvurmaktan vazgeçerek alternatif kariyer yollarını araştırmaya yöneliyor. Geçtiğimiz yıl YKS’ye giren öğrencilerin %47’sinin yükseköğretim sonrası iş bulma konusunda kaygı duyduğunu ifade etmesi, bu durumun ciddiyetini ortaya koyuyor.
Gençler, yalnızca akademik başarılarını düşünmekle kalmayıp, gelecekteki iş yaşamlarını da hesaba katmak zorundalar. Bu nedenle bazı öğrenciler, üniversite eğitiminin kendilerine yeterince avantaj sağlamayabileceğini düşünerek YKS’ye başvurmaktan vazgeçiyor.
Başvurulardaki düşüş bir diğer nedeni, öğrenci ve ailelerin alternatif eğitim yollarına yönelmesi olarak öne çıkıyor. Özellikle son yıllarda popülerleşen online eğitim ve iş gücü eğitimi gibi alternatifler, birçok genci üniversite eğitimine yönlendirmek yerine farklı kariyer yollarını denemeye yönlendiriyor. Meslek edindirme kursları ve yerel eğitim programları, öğrencilerin kısa sürede istihdam edilebileceği alanlar sunarak üniversiteye gitmek yerine doğrudan iş hayatına yönelmelerini teşvik ediyor.
Oluşan bu trendler, üniversiteye giriş sınavlarına katılım oranlarını doğrudan etkilemektedir. Öğrenciler, zorunlu olmayan bir sınav için hazırlık yapmaktansa, daha pratik ve doğrudan iş bulmalarını sağlayacak eğitimleri tercih ediyorlar.
Bütün bu etmenler göz önüne alındığında, YKS başvurularındaki düşüşün ardında yatan nedenlerin çok boyutlu olduğu görülmektedir. Ekonomik kaygılar, geleceğe dair belirsizlikler ve alternatif eğitim yolları gibi faktörler, öğrencilerin üniversiteye hazırlık süreçlerinde önemli rol oynamaktadır. Ancak bu sorunların sadece eğitim sisteminde yapılacak iyileştirmelerle çözülebileceği gerçeği de unutulmamalıdır.
Sonuç olarak, YKS başvurularındaki düşüş, yalnızca sayısal bir veri değil, aynı zamanda gençlerin üniversiteye yaklaşımındaki değişimin de bir göstergesidir. Bu noktada eğitim politikalarının gözden geçirilmesi ve öğrencilere daha fazla destek sağlanması, gelecekte bu durumu tersine çevirmek adına büyük önem taşımaktadır.
YKS başvurularındaki bu düşüş, eğitim sisteminin yeniden yapılandırılması ve gençlerin geleceğe dair kaygılarının azaltılabilmesi adına önemli bir alarm olarak değerlendirilmelidir. Eğitimde sürdürülebilir bir model ile geleceğin teminatı olan gençlerimize umut aşılamalıyız.